5 Ekim 2014 Pazar

Konutlar küçülüyor

Toplumsal yapımızdaki bireyselleşmeye yönelik değişim ve ekonomik sebepler, küçük konutlara olan talebi artırmaya devam ediyor.

Son yıllarda solo yaşam olarak da adlandırılan bu yeni yaşam biçimi, küçük evlerde barınan, yalnız ya da az nüfuslu aile yaşamını ifade ediyor. Bu yaşam biçiminde bazen ofis ve ev ihtiyaçları da aynı çatı altında karşılanıyor. Buna bağlı olarak iş ve ev arasında ulaşım için kaybedilen süre kazanca dönüşürken, yol maliyeti, kira, aidat, elektrik, su ve doğal gaz faturaları da hafifliyor.
Yaşam koşullarının ağırlaşması ile sınırlı zamanda çok iş yapmak zorunda kalan kent insanı, pratiklik sağlayan küçük evlerde daha mutlu oluyor.

Büyük evlerin fiyatları ile aynı olsa bile tüketiciler *residence ve *concierg hizmeti ile lüks yaşam olanağı sağlayan projelerdeki küçük daireleri tercih edebiliyorlar.
Kent ortamında yoğun çalışan, yalnız yaşayan, çocuksuz ya da tek çocuklu ailelerin yükünü hafifleten bu tarz yapılara olan talep artıkça, üreticiler de projelerini talebe göre şekillendiriyor. Son yıllarda hayata geçirilen projelerin çoğunda 1+1 ve stüdyo tipi daireler üretiliyor.
Büyük kentlerde geçici görevle çalışacak olan kesimin de, hem kira ödememek hem de görev süresi sonunda satışlarından kar etmek için bu tarz daireleri satın aldığı gözleniyor. Aynı zamanda öğrenciler için de vazgeçilmez olan küçük daireler, kira getirisi amacı ile yatırım yapanların ilgisini çekiyor. Yüksek kira getirisi sağlayan bu tip dairelerde yatırımın geri dönüş süresi de daha kısa oluyor. Talebin yoğun olması ikinci el piyasada da kolay alınıp satılmasını sağlıyor.
Özellikler büyük kentlerde yaygınlaşan 1+1 ve stüdyo tipi daireler birçok farklı kullanıcı profiline hitap ediyor. İş dünyasının yoğun olduğu semtlerde, havaalanı civarlarında, ofis olarak da kullanılan bu daireler çok rağbet görüyor. Ayrıca firmalar bu tip daireleri misafirhane olarak da kullanabiliyor. Üniversite bölgelerinde öğrenciler, hastane çevrelerinde kronik hastalar ve yakınları, 1+1 ve stüdyo tipi daireleri tercih ediyor.

Büyüklük tercihi konusunda yapılan 3 yanlış

imarın elverdiği yoğunluğun tamamını kullanmak:
Gerek ticari, gerekse kişisel amaç ile üretilecek yeni konutlarda, çoğu zaman kullanım alanının, bina değeri ile doğru orantılı olduğu düşünülüyor. Bu nedenle imar planında arsa için belirlenmiş yapı yoğunluğunun tamamı kullanılıyor, hatta mümkün olduğu kadar sınırlarını zorlayan imalat yöntemlere başvurulabiliyor. Oysa bölgeye ve kullanıcı ihtiyaçlarına göre hareket etmek gerekiyor. Örneğin 140 m²’lik bir alan yeterli iken, imar durumu izin veriyor diye 180m²’lik bir villa inşa etmek anlamsız oluyor. Bu durumda hem maliyet gereksiz yere artıyor hem de satış fiyatı aynı oranda yükselmiyor. Ayrıca “satılabilirlik” faktörü de olumsuz yönde etkileniyor. Çünkü ortalama konut büyüklüklerinin üzerine çıkan imalatlarda alıcı profili daraldığı için satış zorlaşıyor.
İhtiyacı çocuklara göre belirlemek
Bir konut satın alırken, kullanım alanını erişkin çocuklara göre belirlemek yerinde bir karar olmayabiliyor.  Özellikle birden fazla çocuk sahibi olan ailelerde çocukların geleceğini öngörmek gerekiyor. Çocukların okul, evlilik ya da iş durumuna göre evden kısa bir süre sonra ayrılma ihtimallerinin değerlendirilmesi gerekiyor. Böyle bir olasılık varsa, geniş olan bir odayı bölerek kullanmak gibi geçici çözümler tercih edilebiliyor.
Giderleri hesaba katmamak
Evin büyüklüğü, masrafları ile doğru orantılı oluyor. Evin kullanım alanı büyüdükçe masrafları da artıyor. Büyük bir ev satın alınacağı zaman masraflarının da çok olacağını hesaba katmak gerekiyor. Aydınlatma, iklimlendirme, su, temizlik giderleri gibi masraflar sanıldığından çok daha fazla olabiliyor.


Residence nedir?
İngilizce kökenli olan “residence” kelimesi, “konut” anlamına gelse de, ülkemizde konaklama tesislerinin verdiği hizmetlerden de faydalanan konut binaları olarak kullanılmaktadır. Standart bir residence dairede; tam donanımlı mutfak, ütü odası, kablolu televizyon, uydu tv, internet bağlantısı, kasa, direkt telefon, split klima, kasa ve çamaşır makinesi bulunur. Ayrıca Resindence binalarda, resepsiyon hizmeti, günlük temizlik servisi, kuru temizleme, çamaşırhane, otopark, alışveriş servisi ile spor salonu, sinema ve toplantı salonu gibi sosyal tesisler de yer alır.

Concierge hizmeti nedir?
(Okunuşu: konsiyerj) Fransızca kökenli bir kelime olan concierge, büyük otellerde müşterilerin otel dışındaki iş ayarlamalarını yapan birimin adıdır.

Ön Büro (Front Office) departmanına bağlı olarak çalışır. Bell servis, vale servisi, dormenler, şoförler genelde bu birimin kontrolü altındadır. Dünyada Les Clefs d’Or adı altında bir dernekleri vardır. İyi bir Concierge'in bulunduğu bir otelin müşterisine organize edemeyeceği hiçbir hizmet yoktur.




Hiç yorum yok: