Apartman dairelerinde yaşayanların birçoğu müstakil yaşamın
özlemini çeker. Bu özlemin çok sayıda haklı sebebi vardır. Komşuların
gürültüsü, sakinler arasındaki anlaşmazlıklar, ortak alanlardaki paylaşım sorunları,
bir arada olmanın getirdiği sosyo-kültürel çatışmalar, mangal yasağı, evcil
hayvan yasağı, yüksek sesle müzik dinleyememek gibi kısıtlayıcı kurallar ile
doğaya yakın olma arzusu; müstakile olan özlemi artıran başlıca unsurlardandır.
Ancak apartman yaşamına alışanların müstakil yaşama uyum sağlamaları birçok
açıdan kolay değildir.
“Apartman dairesine o kadar para verecek olsam, müstakil bir
evde otururum” diyenlerdenseniz ve daha önce müstakil evde oturmadıysanız bir
kez daha düşünmelisiniz. Çünkü ödeyeceğiniz para kadar olmasa da yüklü bir
masraf ile karşılaşacaksınız. Arsa payı ve imalat maliyetlerinden dolayı, çok
katlı konutlara göre daha pahalı olan müstakiller, yerleştikten sonra da masraflarından
dolayı cep yakmaya devam ediyor. Apartman dairelerinde paylaşılarak küçülen
ortak giderler, müstakil konutlarda mal sahiplerine ağır bir yük olabiliyor.
Bahçe bakımı, havuz bakımı, çevre aydınlatması, güvenlik, ısıtma, çatı, dış
cephe ve dış tesisat bakımları çoğu zaman sanılandan fazla tutuyor. Bu masraf
kalemlerinin dışında, evin ve bahçenin büyüklüğüne bağlı olarak gerekebilecek
bir ya da birkaç yardımcının maliyeti de eklenebiliyor.
“Şöyle çoluk çocuk bir müstakile yerleşsek de rahat etsek”
diyorsanız işiniz gene zor. Çünkü çocuklar, rahat etmek için gittiğiniz o
müstakilden sıkılabilirler. Hatta belki de hiç gitmek istemeyebilirler. Büyük
bir ihtimalle kent merkezinden uzak olacak olan eviniz, sosyal altyapı
olanaklarına da uzak kalacağından çocuklarınızı, hatta belki eşinizi de mutlu
etmeyebilir. Ayrıca doğal olarak komşularla olan mesafe artacağından eşiniz ve
çocuklarınız kendilerini yalnız hissedebilirler. Eğer toplu ulaşım olanakları
sınırlıysa, sizin, çocuklarınızın ve eşinizin arkadaşları sıkıntı çekebilir.
Özellikle araç kullanamayan yaşlı dost ve akrabalarınızın gelip gitmesi sorun
olabilir. Bakkal, kasap, market gibi günlük ihtiyaçlarınızı
karşılayabileceğiniz yerlerden uzaksanız, stok yapmak zorunda kalabilirsiniz.
“Doğayla baş başa kalmak istiyorum” diyerek bir müstakile
yerleştiyseniz doğanın sürprizlerine de hazırlıklı olmalısınız. Hava
koşullarının etkileri müstakil bir evde daha fazla hissedilir. Rüzgâr, yağmur
ve kar, çatı ve duvarlarınızın dışında bahçenize de zarar verebilir. Evinize
girebilecek kuş, fare, kertenkele, kedi gibi canlıların dışında böceklerle
karşılaşmaya da hazır olmalısınız. Özellikle sinekler sizi çok rahatsız edebilir.
Uzun bir kent yaşamıyla, gürültüye ve hareketli tempoya alıştıysanız müstakil
yaşama geçtiğinizde kendinizi bir boşluğa düşmüş gibi hissedebilirsiniz. Çünkü
kentin gereksiz ve yapay uyaranlarından arınmış bir ortamda olacaksınız. O çok
özlediğiniz sessizlik bile bir süre sonra size rahatsız edici gelebilir. Kentin
ışıklarından arınmış, daha karanlık olan geceler sizi tedirgin edebilir. Belki
de haklı olarak güvenlik konusunda daha kaygılı olabilirsiniz.
Müstakil yaşamın apartman yaşamına göre daha zahmetli ve
masraflı olduğu kesin. Fakat gülü seven dikenine katlanır misali,
alışabilirseniz, apartman yaşamına göre çok daha mutlu olabilirsiniz. Çünkü
orada kendinize, ailenize, dostlarınıza
ve doğaya daha fazla zaman ayırabilirsiniz. Bahçenizde sportif faaliyetler için
değişik, eğlenceli seçenekler oluşturabilir, gürültü, stres ve kirlilikten uzak
kalarak sağlığınızı daha iyi koruyabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder